“Demokrasi iyi bir yönetim şekli değildir ancak bu güne kadar daha iyisi de bulunabilmiş değildir.” (Aristotales)

Demokratik bir ülkede ülkeyi kimin yöneteceğine halk karar verir.
Demokrasi, halkın ulusal ve yerel yöneticileri kendisinin seçmesi, insanların farklı düşüncelere tahammül etmesi, fikir ayrılıklarını kavga etmeksizin çözüme kavuşturma yöntemlerinin benimsendiği ve uygulandığı bir idare sistemidir.
Bu tanıma göre Türkiye’de halkın yönetim yetkisinin verilmesine tahammülü olmayanların demokrasiyle problemleri var.
Nedir bu problem?
Bir siyasi parti politikaları, eylemleri, söylemleri ve siyaset tarzı ile halkın karşısına çıkmış ve halkı ikna ederek “Memleketi siz yönetebilirsiniz” ruhsatını almış.
Ben demokratım diyenlerin yapmaları gereken şey bu yönetim tarzına saygı duymalarıdır.
Beğenmeyebilirler.
Eleştirebilirler.
Kamuoyuna iktidarın politikalarının yanlışlığını anlatmaya yönelik çalışmalar yapabilirler?
Ama memleketi yöneteceklerin kimler olacağının ve memleketin nasıl idare edileceğinin kararını, halk tarafından seçilenler, dolayısıyla halk verir.
Halk cahil olduğu için, seçimlerde yanlış tercihlerde bulunduğunu söyleyenler var. Böyle olsa da bu gerçek değişmez.  Bu durumda yapılması gereken şey cehaletle mücadele etmek olmalıdır.
İktidarın, devletin kadroları, kurumları ve imkânlarıyla topladığı taraftarları ikna etmenin çok zor olduğunu, iktidarın bu avantajlarla iktidarda kalabildiğini söyleyenler var. Bunun da mazeret olması mümkün değil. Ak Parti iktidara geldiği zaman elinde devletim imkânları falan yoktu. Bilakis, sistem tarafından dışlanmış ancak o günün psikososyal ve siyasal konjonktürüne uygun bir stratejiyle hareket eden bir kadroyla tek başına iktidara geldi.
Türkiye’de demokrasiye inanlar eğer mevcut iktidardan memnun değillerse yapmaları gereken şey, iktidara alternatif olabilecek bir strateji geliştirmek ve bunu halka anlatarak onları ikna edecek ufka, özveriye, inanmışlığa ve sempatiye sahip kadroları bir arya getirmektir.
Eğer bu ülkede daha güzel şeyler olsun ve güzel günler yaşayalım istiyorsanız, bunun yolu daha iyisini yapacağı iddiasında bulunanların, halkı buna inandırmalarından geçer.
O zaman, muhalefet yani iktidara namzet siyasi parti mevcut iktidar üzerindeki denetim işleviyle ve daha iyisini ortaya koyarak halkı ikna çabasıyla iktidara alternatif bir siyasi harekete olacak böylece mevcut iktidar daha iyisini yapmak zorunda olacak.
Gördüğünüz gibi bir memlekette işlerin daha düzgün yürümesinin yolu iktidardan ziyade muhalefetten geçiyor.
Ne dersiniz?
Sizce gücüyle, politikalarıyla ve söylemleriyle AK Parti’ye alternatif bir siyasi parti var mı?
Eğer bu soruya cevabınız “Evet” ise gönlünüzü ferah tutun.
Ya Ak Parti iktidarı kaybetmemek için daha fazla çalışıp daha iyisini ortaya koyacak.
Ya da daha iyisini yapacağına halkı inandıran parti iktidarı devralacak.
Her iki durumda da millet kazanacak, memleket kazanacak.