Ahmak insanlara fırsat verilmemeli...
Bu ahmak kesimin ülkemizde yakıp yıktıklarına maruz kalışın bizi getirdiği nokta bu işte. Fırsat vermeyelim diyoruz; dua niyetine hem de yalvararak. Çünkü çok bedel ödedik bunlar yüzünden.
Bunlar yüzünden 15 Temmuz ihanetini de yaşadık, asrın hırsızlarını pervasızca savunuşları da gördük. Doğruları yanlış, yanlışları doğru gösteren de bunlar.
İnançlarından ötürü şu güzelim ülkede okuma hakkı elinden alınan nice gencimiz engellenirken okumasına fırsat verilenler de ecnebilerin hizmetine kul köle edildi. Ellerinde kalanlar da şehvetin ahtapot kollarına teslim edildi. Muassır medeniyet adına ülkemiz üçüncü sınıf seviyesine düşürüldü.
Bugün bu sözüm ona muassır medeniyet savunucu biri de Kuzey Kıbrıs'ta peydah oldu, ne ala, ne ala ...
Türkiye'de yaşanan gerginliklere eş zamanlı katkı sağlayışıyla bildiğimiz, daha dün başörtülü öğrencileri okula almayarak toplumu germeye çalışarak 28 Şubat zihniyetini hortlatan Selma Eylem, eğitim adına gerçekleştirdiği eylemlerle, TEKNOFEST’e katılmama çağrısı yaptı.
TEKNOFEST'te 13 alt kategoride 6 teknoloji yarışması düzenleniyor. Türkiye dahil 22 ülkeden toplam 47 binden fazla yarışmacının başvurduğu ve gençlerin teknoloji ile ilgili projelerini hayata geçirebilmeleri için 3 milyon TL maddi destek yanında 2,5 milyon TL'lık ödül imkanının sunulacağı bir etkinliğin çağdaş olmadığını iddia bu kadının söz konusu etkinliğin ne manaya geldiğini bilmemesi mümkün değil.
Türkiye'nin gelişmişliğinden rahatsız olanların Kıbrıs'a sahip çıkışımıza fena halde içerlenen ve bu yüzden de Kıbrıs'ın Kuzeyi'ne, burayı Türkiye'den ayrıştırarak bize zararlı bir statü kazandırmaya çalışan harici bedhahlar, dahili unsurları harekete geçirmek adına yakın zamanda skandal bir karara imza attırılan Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası Başkanı Selma Eylem'e şimdi de eğitim adı altında bilime karşı engelleyici tavırlarıyla bir yanlışa daha imza attırdılar.
Eğitim Bakanlığının 14 Mayıs 2025 tarihine kadar devam edecek olan TEKNOFEST etkinliğine öğrenci taşınması yönündeki çağrısına tepki gösteren Eylem utanıp sıkılmadan bu tür etkinliklerin şov amaçlı olduğunu savundu.
Akılalmaz, mantıktan uzak, garezli tutumları her halinde belli, dış güdümlü çıkışıyla Eylem'in “Kız çocuklarımızı karanlığa sürükleyen anlayışın şov amaçlı" olduğu, haliyle "çocuklarımızın bu etkinliğe taşınarak bu şova malzeme yapılması kabul edilemezdi” diyerek algılarla oynayışını hayretle seyrediyoruz. Adeta bir akıl tutulması var ortada.
Bizdeki asrın hırsızına sahip çıkan çapulcuların benzer tavırlarıyla girişimde bulunan Eylem’in bu çağrısına kulak asmayan binlerce vatandaş ise Ercan Havalimanı’na akın etti.
İnsan bir kere hakkı inkar etmeye dursun; işte tam burada hidayet Allah'tandır deriz.
Allah'ı inkar edene kâfir denir. Küfür, hakkı örtmek, gizlemek manasına gelir. Allah inkar edildi mi tüm haklar zayi olur. Sonuçta her hak, gerçek ve güzelliğin üstü örtülmüş olur.
Zulüm kelimesi de bu manada kullanılır. Zulüm, karanlık kökünden gelir. Burada da bir gizleyiş vardır. Çünkü karanlık, ışığın olmadığı yerdir. Renklerin fark edilmediği anlardır. Varlığın tanımlanmasına mani siyah bir perdedir. Zulüm kavramı bu manada hakkın ihlali için kullanılır genelde. Adaletin rafa kaldırılmasıdır bir yerde.
Küfrün bataklığında debelenenlerin ortak özelliği zulmetmektir. O andan itibaren zalimler, kararan ruh ve zihniyetin mensuplarıdır artık. Hak ve adalet adına ne kadar meziyet varsa bir insanda hepsinin iflası demek olduğundan bu girdaba yakalananlardan makul bir davranış beklemek asla mümkün olmaz.
Karanlık dünyanın mensubu olanlar ışıktan rahatsız olanlardır; tıpkı yarasalar gibi. Tüm olumsuz davranışların bu tür insanlardan sadır olması bu sebeptendir.
Bunlar bir yerde yıkıcıdırlar. Yıkmak, yapmak gibi zor değildir. Yıkmak dediğimiz kötülüğğn icrası her zaman kolaydır. Kötülükler tabiatı gereği karanlıkların işidir. Gizli ve sinsicedir. Kuyusunu kazmaktır iyilerin. Karanlık dünya, karanlık insan, mafya kavramları hep kötüler için kullanılır bu yüzden.
Gerçeklerin örtülmesine küfür, aydınlığın yok oluşuna zulüm derken bir yerde her ikisi de aynı kapıya çıkmış oluyor. Kapının adı batıldır.
Batılın kapısı bir kere aralandı mı olgular algılara peşkeş çekilir. Değerler adına ne varsa bit pazarında yitirir değerini. Bir de bakmışsın karga bülbüle nağme öğretir olmuş. Fahişe ahlak abidesi...Ayaklar baş üstüne...Aslanlara inat çakallar orman kralı.
Batılın kapısından bir kere boyunlar uzatıldı mı başlar mankurta döner. Akıl da senin olmaz fikir de artık. Tasmalı boyunların taşıdığı başlar o günden sonra dünden ram olmuştur çirkefliklere.
Yalan meziyet sayılır bu çirkeflikte. Utanmazlık revaç bulur. Haya ve edebin esamesi okunmaz. Tasalanmaz yalanı ortaya çıkacak diye.
İman etmek güzel meziyetlerin kaynağıdır. Kaynağı kurutan da imansızlıktır. İmansızlık batılın kapısının anahtarıdır bir yerde.
Kıbrıs'ta Teknofest'i karalayan, öğrencilerin gitmesini engelleyen, teknolojik çalışmaları gericilik diye yaftalayan bu zihniyetteki insanları başka nasıl tarif ederek anlatabilirdik.
Mustafa Salim
03 Mayıs 2925 Ankara