Her gün, gün içerisinde dağılmak ve yeniden toparlanmak  eşyaya karşı dimdik ve yaratana karşı başımız eğik, ellerimiz bağlı, saflarımız sık ve Allahu Ekber (En Büyük Allah'tır) . Ve sadece ona ibadet etmek ve sadece ondan yardım beklemek vesvese veren her şeyden korku veren her şeyden, cinlerden şeytanlaşmış her şeyden ümitsizlikten kurtulmak için. Sabrın ve direncin arttığı eylemdir namaz. Sabah namazına her gün kalkarsak bu çağın boynumuza geçirdiği demirden halkaları çıkarıp tekrar çağın boynuna geçirebiliriz.

Uykuyu eyleme dönüştürmek,  yüreğimizi, yüreklerimizi yeniden fethetmek yeniden zafer muştularını duayla duymak. Dışarıdan enjekte edilen zehri şifaya döndürmek şifa bulmak için. İnsana ve insanlığa dair ne varsa yücelmek ve yüceltmek için.  Kötüleyen, aşağılayan ne varsa kıyama durup ayaklar altına almak için . Safları sıklaştırarak her türlü kötülüğe dirençle, omuz omuza güçlü bir kale duvarı gibi durmak için. Allah'a yaklaşmak  dünyadan uzaklaşmak için. Namaz kadar her gün yenilenen başka bir şey yoktur. Günlük  beş defa kurtuluşa, özgürlüğe, öze dönüşe , insanlığa vicdana yönelmek için kıyama durmak. Bizi koruyacak kollayacak olana rukû etmek, baş eğmek, secdeye vardığında affı, mağfireti, merhameti, bağışlanmayı, arınmayı kulluğuna kabul edilmeyi dilemek. Bütün zorbalara zalimlerin zalimliğine karşı sadece onun Melikliğine ve hükümdarlığına yemin etmek namazda. Sadece onunla konuşmak, gönüllü olarak teslim olmak, gönüllü olarak eğilmek. Dünya aldatıcıdır namaz hakikat ve çok az kimsenin tanıyabildiği ve kazanılmış bir  hazdır. İnsan ile Allah arasındaki aracısız tek buluşma eylemi namazdır. Hiçbir kuralın müdahalesi olmadan, kalbin ve zihnin içlerinden geldiği gibi dua ederek insandan Allah'a, Allah'tan insana konuşulan ve buluşulan zamanın anlamını bulduğu andır. Namaz eylemi dünya hayatının içinde beş vakit ahiret hayatını yaşamaktır. Namaz zamanda değil zaman namazdadır, mekanda değil mekan namazdadır. Dünyanın bizi her ölüme çekişinde yeniden doğduğumuz ve hayat bulduğumuz eylemimizdir. Nefis putlarımızı kırdığımız, yaptıklarımızla yüzleştiğimiz , affedilmeyecekleri affettiğimiz , yapmaktan aciz

 Kaldığımız, sesimizin kısıldığı, dilimizin lal olduğu, kalbimiz ne istiyorsa , zihnimiz ne diliyorsa eyleme geçirdiğimiz andır. İbrahim (a.s)ın duasında istediği gibi "Yarabbi beni de benden sonra gelecek olan neslimi de namaz kılanlardan eyle." Yani namaz fani ve gelip geçici olan değil bizim zaman ayarımız , onu bekleyen onunla devam eden varlığımızın hiçliğin imalarına karşı sığınak ve içinde güven bulduğumuz fikri  eylemimizdir.  Kendi karanlığımızı aydınlattığımız ve bütün eşitsizlikleri ortadan kaldırdığımız,  unvanı ne olursa olsun her faninin secde ettiği rabbimizin katında namazla teminata kavuşmak. Rabbimizle hasretin bittiği hülyalardan sıyrılıp gözetleyenin alemine daldıkça ruhumuz değişime uğrar. O ana kadar her aracı engeldir, buluşma anında bütün aracılar parçalanır ve dağılır, dağıldıkça buluşmalar vuku bulur. İlişkinin önünde aklımızı ve kalbimizi çalan ne varsa önemsizleşir. Tüm inkar, namazla inanışa dönüşür. Namaz , Allah'ın müslümanlara verdiği ödüldür. Başımızın tacı  yaratanın ödülü namaz ortak eylemimizdir. Kurtuluş reçetemiz namaz olsun, birbirimizi namazla  kurtuluşa çağıralım. Geleceğimizin eylem göstergesi , inancımızın  temel yasasıdır. Biz namaz devletinin üyeleri olunca, sınır taşlarını birer birer eritiriz. Ve sabır namazın akrabasıdır. Namaz dinin direği insanın sığınağı   sevincin de eylemin de  günde beş kez kıyama durup kıvama geldiği kutsal yönelmedir. Vakti geçirmeden tam vaktinde buradayım, her yerde  günde beş kez yeryüzünü  namaz kılmak için mescit yapan Allah’a hamd ederek. Ve o işte müthiş söz “Namaz kılıyorum o halde varım” (N.Pakdil)